Haziran, Copilot’un bugüne kadarki en “insana yakın” sürümlerinden biriyle geldi. Microsoft, bu ay kullanıcının sadece metinle değil, çevresiyle de etkileşime girebildiği bir yapay zekâ deneyimine odaklandı. Copilot artık sadece yazdıklarını anlayan bir sistem değil; gördüklerini, niyetini ve bağlamını da yorumlayabilen bir yardımcı haline geliyor.
Yeni dönemde Copilot’un merkezinde “daha doğal bir deneyim” fikri var. Konuşmalar artık daha uzun, anlamlı ve kişisel ilerliyor. Kullanıcı bir konuya geri döndüğünde Copilot o konuyu hatırlıyor, aynı tonda devam edebiliyor. Bu küçük gibi görünen detay, kullanıcıyla kurulan ilişkiyi daha “insani” hale getiriyor.
Görsel Zekâ Artık Her Yerde
Haziran ayının en dikkat çeken gelişmesi, Copilot Vision’ın mobil cihazlara da gelmesi oldu. Artık telefon kamerasını açıp bir nesneye tuttuğunda, Copilot sana onun ne olduğunu, ne işe yaradığını veya benzer alternatifleri anlatabiliyor.
Bu özellik, sadece “fotoğraf tanıma” değil — Copilot artık görsel içerikleri anlamlandırıyor. Örneğin bir kitap kapağını gösterdiğinde konusundan bahsediyor, bir ürün gösterdiğinde fiyat kıyaslaması yapabiliyor.
Aynı özellik Windows tarafında da aktif. Ekranda açık olan bir tabloyu, raporu veya sunumu Copilot üzerinden analiz ettirebiliyorsun. Yani artık bilgi sadece yazıda değil, görüntüde de var. Copilot bu iki dünyayı birleştiriyor.

Derin Düşünme Dönemi Başlıyor
Bir diğer önemli gelişme: Deep Research.
Bu özellik, Copilot’u klasik bir asistanın ötesine taşıyor. Artık yalnızca “soru-cevap” yapan değil, “araştıran, analiz eden ve sonuç çıkaran” bir yapıya sahip.
Uzun bir rapor hazırlarken veya karmaşık bir konu araştırırken, Copilot arka planda onlarca kaynaktan bilgi toplayıp sana sade bir özet çıkarabiliyor.
Bunu bir örnekle düşün:
Eskiden bir konuyu anlamak için sekmeler arasında dolaşırdık. Şimdi Copilot, o araştırma sürecini senin yerine yapıyor ama senin tarzında özetliyor. Yani hem hız kazanıyorsun hem de kendi düşünme biçin korunuyor.
Copilot Gerçekten “Hareket Eden” Bir Asistan Oldu
Copilot Actions özelliğiyle birlikte yapay zekâ artık pasif bir yardımcı değil.
Form doldurabiliyor, rezervasyon yapabiliyor, web sitelerinde senin adına adım atabiliyor. Bu, gelecekteki Copilot vizyonunun da ipucunu veriyor: konuşmayan, yapan bir asistan.
Bu sistem hâlâ tüm bölgelerde aktif değil ama Haziran güncellemesiyle daha fazla ülkeye açıldı. Microsoft’un bu alandaki yaklaşımı net: “Asistan” kelimesi artık sadece sohbet eden bir varlık değil; senin yerine işlemleri yürüten bir dijital ortak anlamına geliyor.
Copilot’un Geleceğine Dair
Haziran’daki yenilikler, Microsoft’un Copilot’u sadece üretkenlik aracı olarak değil, “insan odaklı bir dijital zeka” olarak konumladığını açıkça gösteriyor.
Artık soru sormakla bitmiyor; görmek, anlamak, yorumlamak ve harekete geçmek de bu deneyimin bir parçası.
Copilot, kendi hızında büyüyen bir sistem değil artık. Kullanıcının hızına, ritmine ve tarzına uyum sağlayan bir karakter kazanıyor.

